6.5.2016
IMF, Türkiye'de Yıllık Enflasyonu 2016'da Yüzde 9,8 Olarak Tahmin Etti
IMF'in, Türkiye'nin de aralarında bulunduğu Orta, Doğu ve Güneydoğu Avrupa (CESEE) ülkelerine ilişkin raporundan; "Türkiye’ye yönelik sermaye akışının son dönemde yeniden pozitife döndü, finans sektörü yatırımlardan yararlandı. Özel sektör tasarrufları, 2010’dan bu yana yüzde 13’ün altında kaldı ve 2013’de yüzde 9’a geriledi. Özellikle emeklilik ve kıdem tazminatına yönelik reformların acilen uygulanmaya başlanması gerekir"...
Uluslararası Para Fonu (IMF), Türkiye'nin de aralarında bulunduğu Orta, Doğu ve Güneydoğu Avrupa (CESEE) ülkelerine ilişkin değerlendirme raporunu yayımladı. Raporda, CESEE ülkelerinin düşük dış talebe rağmen büyümeyi sürdürdüğü ve işsizlik oranlarının finansal kriz öncesindeki seviyelere gerilediği belirtildi. Bölge ülkelerinin tüketim odaklı büyümesinde genişlemeci para politikaları, iyileşen finansal şartlar ve yükselen ücretlerin önemli rol oynadığı, yatırımların ise düşük kalmaya devam ettiğine işaret edildi. Kısa vadede güçlü iç talebin bölge ülkelerinin büyümesini desteklemeyi sürdüreceği kaydedilen raporda, şu görüşlere yer verildi: "2016’da Rusya, Ukrayna, Moldova ve Beyaz Rusya'dan oluşan Bağımsız Devletler Topluluğu (CIS) haricindeki CESEE ülkeleri yüzde 3-4 civarında büyüyecek. Diğer taraftan, Rusya ekonomisi geçen yıl düşen petrol fiyatları ve yaptırımlar nedeniyle sert şekilde daraldı. Diğer CIS ülkeleri, siyasi ve finansal sıkıntıların yanı sıra Rusya’daki talebin düşmesinden zarar gördü." Raporda ayrıca Orta, Doğu ve Güneydoğu Avrupa bölgesindeki aşağı yönlü risklerin daha belirgin hale geldiği kaydedildi. Euro Bölgesi, ABD ve yükselen piyasalardaki düşük büyüme ile sıkılaşan küresel finansal şartların dalgalanmalar yarattığı belirtilerek, “Ayrıca, siyasi belirsizlik ve istikrarsızlık bölge genelinde artış gösterdi. CESEE ülkeleri, dalgalı sulara doğru ilerlerken, politikalar ekonomiyi desteklemeye devam etmeli” denildi. "Bölge ülkeleri negatif şoklara karşı hazırlıklı olmalı": IMF raporunda, bölgedeki ülkelerin negatif şoklara karşı hazırlıklı olması gerektiğine işaret edilirken, böyle bir durumda başvurulacak ilk aracın para politikası olmasıyla birlikte mümkün olan yerlerde mali tedbirlere de başvurulması tavsiyesinde bulunuldu. Aynı zamanda, iş gücü piyasasını ve yatırımları iyileştirecek büyüme dostu reformlara öncelik verilmesine ihtiyaç duyulduğu vurgulanan raporda, tasarrufların artırılmasının da büyük önem taşıdığı dile getirildi. "Türkiye'ye yönelik sermaye akışı pozitife döndü": Raporun TÜrkiye ile ilgili bölümünde, Türkiye’de enflasyonun yüksek seyretmeye devam ettiğinin altı çizilirken, Tüketici Fiyat Endeksinin (TÜFE) 2016’da yıllık 9,8 seviyesinde gerçekleşeceği tahminine yer verildi. IMF’nin bir önceki tahmini TÜFE’nin bu yıl yüzde 7,9’a gerileyeceği yönündeydi. Bununla birlikte, Türkiye’ye yönelik sermaye akışının son dönemde yeniden pozitife döndüğüne işaret edilen raporda, finans sektörünün yatırımlardan yararlandığı vurgulandı. Öte yandan, tasarruf oranlarının düşük seyretmeye devam ettiği belirtilen raporda, “1998-2003 döneminde yüzde 18 seviyesinde olan özel sektör tasarrufları, 2010’dan bu yana yüzde 13’ün altında kaldı ve 2013’de yüzde 9’a geriledi” değerlendirmesi yapıldı. Tasarruflardaki düşüşün önemli ölçüde makroekonomik dengelenme politikalarından kaynaklandığına işaret edilen raporda, şehirleşmenin de buna katkı sağlamış olabileceği öngörüldü. Türk hükümetinin zayıf tasarrufları artırmak için harekete geçtiği hatırlatılan IMF Raporu'nda, özellikle emeklilik ve kıdem tazminatına yönelik reformların acilen uygulanmaya başlaması önerildi.
Yıllık Rapor